SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (288.BÖLÜM)
Ortaçağda hukuk Doğu toplumlarında halen ilahi kaynaklı konumunu sürdürürken, Batı toplumlarında yeni sınıflar iradelerini krallık otoritelerine dayatmada ve kabul ettirmede yeni başlangıçlar gerçekleştiriyorlardı.
13. yüzyıldan itibaren Magna Charta ile toplumun yeni gelişen burjuva sınıfının iradesine öncülük ediyordu. Hukuk Roma geleneğini devam ettiriyordu. Doğu toplumlarında yeni bir toplumsal gücün iradi çıkışını temsilen herhangi bir hukuki yenilik oluşmamaktadır. İçtihad denilen farklı yorumla eldeki hukuku geliştirme kapısı da kapanmaktadır. Şeriat, hukuki monarşinin tek yanlı irade beyanından başka bir anlama gelmemektedir. Hukukta en önemli husus, herhangi bir toplumsal gücün veya hareketin mevcut statükoyu ve yasal sistemi zorlayarak kendine yer yapmasıdır.
İradesini yasalara yansıtmayan güçler, fiili varolsalar da, resmen hakların sahibi olmaktan yoksun kalırlar. Hakların, yani bireyler ve toplulukların özgür irade beyanlarının yasalaştırılması, bütün hukuk sistemlerinde en temel sorunların başında gelmektedir. Toplumsal rahatsızlıkları ve eylemleri çözümleyebilmenin temel yolu, bunların yasal ifadeye kavuşturulmalarını sağlamaktır. Bu yol, hukukun demokratikleştirilmesidir.
Kapitalist üretim biçiminin hakim hale gelmesi, son derece karmaşık bir toplum yapısını doğurdu. Öncü sınıf olan burjuvazinin eski feodal monarşik hukukla bağdaşması mümkün olamazdı. Burjuvazi kendi hukukunu yaratmak için Roma hukukunu yeniden canlandırdı.
Özellikle medeni hukuku yeniledi; bütün yasal sistemin temeli olarak anayasal hareket sürecini başlattı. Her ulusal devlet için ayrı bir anayasa temel hedef haline geldi. Anayasalar yeni toplumsal dönüşümlerin simgesi rolünü oynamaktaydılar. Çağdaşlık, aynı zamanda hukukun egemenliğini ifade etmektedir.
Ulusal ve uluslararası alanda geniş bir hukukileştirme ve kuralsız ilişki bırakmama egemen olmaktadır. Siyasi rejimlerin demokratikleştirilmesi hukukun da temelini genişletmektedir. Tüm vatandaşların haklarını güvenceye alan yeni bir dönem, insan hakları olarak öne geçmektedir. Batı uygarlığının yeni tanımı, demokratik hukuk çağı olarak adlandırılmaktadır.
HALKLAR ÖNDER ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER