TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (193.BÖLÜM)
Yargılamada da gösterildiği gibi, bunları açığa çıkardıktan sonra düzeltmeye almak, kendilerine şans tanımak ve tabii yaşamları partiyle bağdaşmayanları uzak tutmak biçiminde bir yönelim var. Sanırım şimdilik bu yeterli görülüyor. Parti tarihini iyi tanıyacak olursak, bu tip etkilenmelerin sürekli ortaya çıktığını görürüz. Biz bir yandan bunların içyüzünü açığa çıkartan, öbür yandan iknayla gelişmelerine ağırlık veren bir yaklaşım içindeyiz. Bu yargılama konusuna da böyle yaklaşıyoruz. Ama temelde hepsinin çok katı bir tasfiyeciliğe bağlı olduklarını da gösteriyoruz. Bu doğrudan düşmanı dayanak alan, düşmanı kendisine böyle arka zemin olarak seçen bir tasfiyeciliktir. Esasta bununla uğraşıyoruz. Dolaylı ürünlerini ve yan etkilerini ise ikinci planda ele alıyoruz. Etkilediklerini, güçten düşürdüklerini ve kendileriyle oynadıklarını esas olarak ıslah etme, bu yöntemle kendilerine gerçekleri kavratma yaklaşımımız vardır.
Kişilik olayında, PKK tarihi, özgürlükler ve ilişkiler konusunda bunlara gerçekleri göstermemiz gerekirdi ve bunu yapmaya çalıştık. Pratikte bunları biraz daha kendilerine getirme temelinde ve eğitici yanı ağır basan çabalar içinde tutmaya çalışacağız. Ama bu tür şeyler bitmez. Mücadele tarihimiz boyunca bu tür şeyler kendilerini bazen daha da incelterek, bazen kaba biçimde sürdürmeye çalışacaklardır. Görülüyor ki iç engellemeler sandığımızdan daha fazla etkilidir ve partiyi açık cepheden daha fazla uğraştırıyor. Yine uzun yıllar bu etkilemelerin altında kalan arkadaşlarımızın ne kadar partiye ne kadar tasfiyeciliğe çalıştıkları belli değildir. Bunu netleştirmek gerekiyor. Şimdi her zamankinden daha fazla bu netliği görebiliyorsunuz. Sanırım kendinizi netleştiriyorsunuz. Bununla da yetinmiyor, kendinizi tam bir karar durumuna getiriyorsunuz. Şimdi artık sağlam partili olmanın zamanıdır. Sağlam partili olamazsanız, düşmanın sizin için biçtiği şey yenilgidir. Pratik bunu bütün çıplaklığıyla göstermiştir.
Bizim müdahalelerimiz olmasa, en azından şimdiye kadarki görünümüyle düşman sizi yenilgiye uğratacaktır. Yani düşman kişiliğiniz üzerinde başarılı olma da iddialıdır. İddialı olmasının yanısıra, bu konuda sonuç almıştır. Burada kendi kendinize düşmanın yengisini kişiliğinizde neden bu kadar ucuzca yaşattığınızı sormalısınız. Bu benim değil, sizin sorunuzdur. Benim işlerin altından kalkabildiğimi görüyorsunuz. İşlerin altından kalkabiliyor ve Kürt halkının adına geliştirebiliyorum. Şimdi benim tam zaferi sağlayıp sağlayamamam hiç önemli değildir. Önemli olan sorumluluğum altında bugüne kadarki gelişmeleri başarıyla sağlayabilmemdir. Çalışma tarzım, yönelimlerin ve ilişkilerim bu sonuçta anlamını bulur. İçeride ve dışarıda düşmanın bütün hamlelerini boşa çıkarma düzeyine ulaşmışım.
Dolayısıyla düşman henüz bende kendi başarısını görememektedir. Beni ancak açık bir tasfiye hareketiyle halledebileceğini itiraf etmektedir. Ama düşman sizin için aynı şeyleri söylememektedir. Daha doğrusu mevcut pratik sizin aynı başarılı yürüyüş durumunda olmadığınızı göstermektedir. Gerek iç engellemelerin üzerinizdeki yansımaları, gerek düşmanın doğrudan yürüttüğü özel savaşın sonuçları kendinize gelmenizi şart koşmaktadır. Benim bir yürüyüş ve çalışma tarzım vardır ve bu tarz yenilmemiştir. Hemen şunu da söyleyeyim: Bu noktada düşman üzerime nasıl geliyor? Düşman açıkça benimle uzlaşmanın sinyallerini veriyor. Son gelişmelerle birlikte ortaya çıkan bir gerçek de şudur: Düşman ilke düzeyinde temel devrimci taktikler üzerinde beni ne kadar yumuşatabileceğini ve bunun mümkün olup olmadığını araştırıyordu. Ama bunun pek mümkün olmadığını gördü. Tersine tedirgin olan kendisidir.
Düşman, bizi kullanayım derken, kullanılma durumuna düşme olasılığının yüksek olduğunu itiraf etti. Kendi çizgimde kararlı ve usta olduğum itiraf ediliyor. Günlük gelişmelerden düşmanın yeni açılımlarının dikiş tutturamayacağını görüyoruz. Bunlar halihazırda benim taktik pozisyonda ne olduğumu ve ilkesel düzeyde ne durumda bulunduğumu gösteren gelişmelerdir.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER