NASIL YAŞAMALI? II CİLT -92.BÖLÜM
PKK Pratik Sahibi Olanların PKK'sidir
Her türlü bağlılık, yine kadın bağlılığının da tehlikeli olabileceğini, hatta bu yüzden güçlü ilişkilerin gelişemeyeceğini belirttim. Çünkü ufak bir ilgi gösterdin mi şımarıyor. Özellikle kadın-erkek ilişkisi konusunda bir noktaya daha da açıklık getirdik. Kadın yaklaşımı son derece duygusal ve son derece ölçüsüzdür. Kadın, ilişkilerde siyasi, örgütsel, askeri bağı bir tarafa itiyor. Aşırı duygusallık kapıları büyük tehlikelere açık tutuyor.
Özellikle bu konuda özel ilişki büyük sorunlar çıkarıyor. Hatta genelde anlaşılan anlamda özel ilişkiye, duygusal ilişkiye yer açsak, kesinlikle PKK tasfiye olur, savaş hiç gelişmez. Partimiz içinde dahi böyle aşk arayışları, böyle tutku ve böyle gözü kara sevdalılar var. Fırsat kolluyorlar, her an aşk ilan edip kim bilir onunla (ajansa ajan; objektif, sübjektif o kadar önemli değil) sıkışmış, her türlü güdüsünü o ilişkiyle gidermeye kalkışıyor. Hele kişi bir de yöneticiyse, kullanılmaya çalışılıyor. O yöneticilik de partinin verdiği bir yöneticiliktir, yetki, olanaktır, onu kullanıyorlar. Şimdi birçoğu buna göz dikmiş. Burada aşk var mı, burada özgürlük var mı? Hayır, burada çıkar var. Mevkie göz dikmişsin, mevkidekinin mevkisine göz dikmişsin, onun arkasındaki çıkarı ele geçirmek istiyorsun. Bu bir hırsızlıktır, bir kullanmacı, istismarcı tarzdır.
Aşk ise, karşılıksız, çıkarsız yaklaşımı esas alır. Hatta yüce amaçları, bir ruh, büyük bir incelik gibi esas alır. Aşkın özünde karşılıksız olabilme, en yüce amaca bağlılık temelinde gelişebilme özelliği vardır. Bunu kim göz önüne getiriyor? Hiç kimse! Günlük çıkar, günlük tutku, günlük güdü tatmini fazla aşk tarifine sığmaz. Aşırı bağlılıklar büyük amaca yönelik olmalıdır. Büyük yurtseverlik amacına, onun savaşla gerçekleştirilmesine, başarılmasına adanılmazsa söz konusu bağlılık, tehlikelidir, istismarcıdır.
Çünkü özel ilişkiler adı altında amacı dıştalayan, temel görevleri dıştalayan bağlılıkların ne kadar istismarcı olduğunu, kötü kullanıldığını gördük. Maalesef bizimle, bize ilişkin tepkiler de bağlılıklar da biraz böyle dar kalıyor. Anlayışı, kavrayışı kıt, özümseme değeri çok zayıf, gözü kara oluyor. Ardından, anında da ihanete dönüşüyor. Kürt gerçeğinde bağlılıklar ve ihanet çok iç içe. Bu, eski toplumun yoğun bir biçimde yaşattığı bir özellik oluyor. Siyasi, örgütsel, ideolojik yanı fazla olmayan bir bağlılık türüdür ve aşılması gerekir. Daha da somut olarak şunu söyleyebiliriz; sevmek, âşık olmak istiyorsan ve âşık olmayı biliyorsan, Kürdistan tarihinde ve halk gerçeğinde bir devrim ve bu devrimin amaçları var; o amaçlara bağlılık gücü göstermelisin. Şimdi bu, çoğunun işine gelmiyor. “Bu zordur” deniliyor. Ben de buna bağlı olmayan hiçbir özel ilişki, değer ifade etmez diyorum. Ben salt cinsel amaçlı birlikler, salt ahbap çavuşça birliklerden nefret ediyorum ve beni fazla çekmiyor. Ne yapacağım böyle birlikleri? Kaldı ki insan bu çok dar amaçlarla, çok dar ihtiyaçlarla birbirine bağlandı mı, birbirinin işini bitirir, birbirine tekmeyi sallar ve her türlü anlayışsızlık, olumsuzluk o zaman başlar. Bunu önlemenin yolu, büyük amaca yatkınlığı gösterebilmektir. Tabii bu da yetmez. Büyük amaca bağlandıktan sonra ilişkiler için birçok incelik, birçok özlü davranış var. Üsluptan tut tavıra kadar, hemen her konuda kendini güzellik sınırlarına yaklaştıracak düzeyde olacaksın ki sevebilesin. Militanlaştığın oranda bu temelde de sevilme imkânın ortaya çıkabilir. Bunun gözetilmesi gerektiğini ortaya çıkardık. Ve bu da son derece net ve doğru bir yaklaşım tarzıdır. “Yetkilerime dayanırım bağlarım, cinselliğe dayanırım bağlarım, akrabalığıma dayanırım bağlarım” vb'lerinin hepsi tehlikelidir. Bir fırsat buluyorsunuz, mevki kullanıyorsunuz ki onlar partinin emanetleridir, ama hiç aldırmıyorsunuz.
Her zaman şunu söylerim: Her şeye ihanet et, emanete ihanet etme. Emanete ihanet eden kişi en büyük alçaktır. Mevki, yetki, sorumluluk emanettir. Bu emaneti istismar için kullan, bireysel etki için kullan; işte bu kesinlikle kabul edilmez. Ama çoğu yaygınca bunu yapıyor. Çok tehlikeli bir durumdur, mutlaka aşmak zorundayız. Kendimi bunun için örnek gösterdim; bana olan bağlılıklar, korkarım adıma, ünüme olan bağlılıklardır. Bu tür bağlılıklar da tehlikelidir. Çünkü benim pratik çabalarıma, pratik ustalığıma, pratik gücüme bağlanmadıktan sonra, demek ki karşımdaki kişi beni istismar etmek, adımı, ünümü kötü kullanmak istiyor. Gerçek bağlılık, benim pratik yaşam yeterliliğime uyma gücüdür.
Çalışmalarıma, uğraşılarıma bağlıysa bu, candan bir bağlılıktır. Bunu gözetmeseydim, bu örgüt gücüne ulaşılamazdı. Birçokları gösterecekleri sahte bağlılıkla benim çevreme dolardı. Ben de bunlara aldanırdım ve kuklaları çok olan bir önder olarak diğerleri gibi sonumu getirirdim.
Ama sürekli pratik üretkenliği göz önüne getirdiğim, pratiğin ne olup ne olmadığını esas aldığım ve gücüm yettiği ölçüde bunu ölçü kabul ettiğim için PKK, pratik sahibi olanların PKK'sidir.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER