TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (41.BÖLÜM)
Ortayolculuk hakkında genel olarak söyleyeceklerim bunlardır. Ülke zemininde, Güney ve Doğu Kürdistan’da ve Avrupa’da bulunan bütün arkadaşlar, giriş kabilinden ortayolculuğun bu tür bir değerlendirmesini yapabilmeli, kendilerinde ortayolculuğa karşı mücadele eğilimini güçlendirmelidir. Ortayolculuğu tasfiye etmeli, tasfiyeyi sadece bir cezalandırma olarak görmemeli, aynı zamanda ortayolculuğu açığa çıkarma ve teşhir etme biçiminde değerlendirmeli, ortayolcu öğelerden özeleştiri istemelidir.
Özeleştiri yapanlar tutarlı davranmalı ve bu tutarlılığı, yönelecekleri devrimci pratik içinde sergilemelidirler. Devrimci faaliyetler içinde bunu başardıkları ölçüde, onları saflarımızda bütünleştirmeyi ve gerçek bir proleter devrimci olarak görmeyi kabul edeceğiz. Son olarak değineceğimiz bir konu da içinde bulunduğumuz alanda, partimizin merkezi okul faaliyeti durumunda bulunan kamp çalışmalarımız içinde ortayolculukla mücadeledir. Burada da uzun süreden beri ortayolculukla mücadele sürdürülmüştür. Hem teorik hem de pratik düzeyde önemli kazanımlar ortaya çıkarılmıştır. Ancak özellikle 3. Kongre çizgisini hem geniş olanaklar hem de uygun zaman ve zemin açısından en güçlü özümseme ve uygulama durumunda olan kamp faaliyetimizin yönetiminde ve özellikle onun önderliğinde, benzer bir eğilimin varlığını ısrarla sürdürdüğü ortaya çıkmıştır. Son gelen raporlardan ortaya çıkan durum budur.
Bu konuyu daha fazla işleme yerine, bütün parti açısından yapılan genel değerlendirmelerin ışığında, kamp yönetimimizin kendi içindeki bu ortayolculuk olayını ortaya çıkarmasını, tavrını koymasını ve kararını yerine getirmesini bekleyeceğiz. Yakın geçmişte kamp yönetiminden bazılarını çağırdık. Kendileriyle uzun uzun konuştuk. Ortayolculuğa ilişkin kapsamlı bir talimatı ve yine PKK’de devrimci militan hattın, kendi kişiliğimizde nasıl geliştirildiğini özlüce dile getiren başka bir talimatı gerekli yerlere ulaştırdık. Şimdiye kadar bunların, yapının eline geçtiğini tahmin ediyorum. Bütün bunlar ortayolculukla mücadele eden arkadaşların eline yeterli teorik silahları ve mücadele yöntemlerini vermek içindi. Bu talimatlarla konuya daha da açıklık getirilmiştir. Buna rağmen, bazılarında hala tipik davranışlar görülmektedir. Kongre çizgimizi gerektiğinde tek başına hayata geçirebilecek ölçüde donanımlı, nicelik ve nitelikçe uygun bir yapı üzerinde, bunun sürdürülmesini görmenin dehşetiyle sarsıldık.
Ortayolcu yaklaşımları, kongre kararlarını lafta anlayan, ama pratikte erteleme cüretini gösteren tipleri gördük. Bu konuda gerekli eleştiriler ve uyarılar yapıldı. Ama yadırgadığımız bir hususun ortaya çıkışına da tanık olduk. Kampın yürütülmesinden sorumlu olan Terzi Cemal, eleştirilerin özünü çok iyi bildiği halde, bunlar sanki başkalarına yöneltiliyormuş gibi davrandı. Sekiz arkadaşın huzurunda, “Filan kişi kaçabilir” diye ucuz bir değerlendirme yapabildi. Aslında kendi başına birçok şeyi dile getiren ve kendi başına her şeyi izah etmeye yeten bu değerlendirmenin sonradan ulaştırılması, olayı daha ciddiyetle ele almamızı sağladı. Kaçabileceği belirtilen kişi, Terzi Cemal’in yardımcısı durumunda olan kişidir. Onun her dediğini hayata geçiren birisidir. Kaçma diye bir durumun ortaya çıktığını şimdilik kimse görmemiştir. Bunun bir belirtisi de yoktur. Ama Terzi Cemal’in özellikle yardımcısına yönelik eleştirilerini, en azından sekiz arkadaşın bakış açısını çarpıtmak için çok ucuza kullanması dehşet vericidir ve kesinlikle hesabının verilmesi gerekir. Tabii bu basit bir sözcüktür deyip geçmeyeceğiz.
Kendi yardımcısını, hem de çok iyi geçindiği ve bir dediğini iki etmeyen yardımcısını bir çırpıda harcamayı göze alan bir kişiyi tanımak ve anlamak istiyoruz; bütün sınıf temelleri, ideolojik, politik ve örgütsel yaşamıyla tanımak istiyoruz. Bu arkadaş kendisini bize açmalıdır. Eğer kendisinin yardımcısı kaçma sürecindeyse, neden bu konuda Parti Önderliği’ne rapor iletmedi? Gerekli olmadığı halde, hiçbir açıklama getirmeden, bu arkadaşı sekiz arkadaşın önünde neden bu biçimde küçük düşürmeye ve harcamaya çalıştı? Bir kadroyu harcamak ne demektir? Bir kadroyu harcamak, onu kaçacak biriymiş gibi göstererek töhmet altında tutmak ve suçlu olarak lanse etmek ne demektir? Bunun cezası ne olmalıdır? Bu konudaki kararı kamp yönetimine bırakıyorum. Kamp yönetimi bu konuda kendine gelmeli, bu tip ucuz yaklaşımların hangi anlama geldiğini ortaya koymalıdır. Parti Önderliği’nin yanında ve koşulların sağlık açısından bile fazla elverişli olmadığı bir anda, böylesi hafiflikleri sergilemenin parti ruhuyla, Parti Önderliği’ne bağlılıkla ve partimizin içinde bulunduğu tarihsel sorumluluklarla ilişkisini iyi izah etmelidir. Yine bir arkadaş hakkında böyle ucuz konuşmanın bozgunculukla ilişkisini iyi sergilemelidir. Ortada fol yok yumurta yokken, bir kişiyi bu biçimde düşürmenin neye hizmet ettiğini, bozgunculuğu geliştirmenin, kimin yöntemi olduğunu ve hangi sınıftan kaynaklandığını, hem yakın tarihimizde ve hem de günümüzde bu yönetimin kimler tarafından ve hangi amaçlarla kullanıldığını açığa çıkarabilmelidir. Bu konuda daha başka ucuz laflar da vardır.
Öyle anlaşılıyor ki, Terzi Cemal, kendi geçmişini kongreye sunmadı. Özellikle kongrenin bozgunculuk ve ortayolculukla uğraşmasını fırsat bilerek, pratikten büyük bir rahatsızlığı ifade eden ve bir türlü partinin teorisine girmeyen yapısını sıyırmayı ve günümüze kadar getirmeyi bir kurnazlık saydı. Bunun parti tarafından kavranamayacağını sandı. Kendisini uyardık. “Eğer zorlanıyor ve kaldıramıyorsan, partimiz sana olanak tanıyabilir. Gerekirse seni Avrupa’ya gönderebilir. Burada da kalabilirsin. Seni altından kalkamayacağın görevlerin içinde tutmaya niyetimiz yoktur. Ama denemek istiyorsan, seni partinin başına koyar ve bu konuda destek sağlayabiliriz” dedik. Hiçbir arkadaşa tanımadığımız bu fırsatı, onuru ve yüceliği kendisine verebileceğimizi, ama bunun temsil edilmesi gerektiğini belirttik. Bunları çok açık ve en ağır koşullarda konuştum. Ama bu arkadaşın yüzeyselliğini aşamaması gerçekten de bizi çok zorladı. Birçok arkadaşın doğru devrimci pratiğe yönelmekten ısrarla çekindiği ve ertelemeci davrandığı raporlardan anlaşılmaktadır. Bu yürütmenin raporlarında da vardır. Arkadaş bütün yapıyı idare etmeye çalışmaktadır. Ama sağlıklı, tutarlı ve inançlı bir pratiğin üzerine yürümede bir kapalılık vardır. Arkadaş bunu belirsizlik ve ertelemecilik içinde dayatmaktadır. Bunu da açığa vurmalıdır. Kamp genel yönetimi bu konuyu daha geniş ele almalıdır. Konunun araştırılması için yeni arkadaşlar gelmektedir.
Bu arkadaşlarla birlikte kamp yönetimi, kongre süreci boyunca ve daha öncesi de dahil olmak üzere, özellikle son aylar içinde, kamp yönetiminin gerçekte kongre hattımızla uyuşmayan, özellikle 27 Aralık 1986 tarihli talimatla tehlikelerine dikkat çekilen ve son olarak bu tür ucuz değerlendirmelerle daha da iyi görülen bu yaklaşımı güçlü bir biçimde ortaya koyabilmeli; değerlendirmelerini partiye sunabilmeli ve sonuçları Genel Sekreterliğe iletmelidir. Bunun için konuya uygun bir yöntemle, yani sınıf bakış açısıyla yaklaşmalı; bu yapının sınıf temelini, parti içine nasıl girdiğini, parti içinde nasıl yaşadığını, nasıl bugüne kadar gelebildiğini, Parti Önderliği gibi bir kurumun yanı başında ve partinin merkez okulu gibi bir alanda nasıl bu biçimde kalabildiğini, onca kararlara rağmen nasıl kendisini gizleyip değiştirmediğini ortaya koyabilmelidir.
Bunun ideolojik ve politik özelliklerini de açığa çıkarabilmeli, örgütsel yönden yetmezliklerini ve tahribatlarını sergileyebilmeli, eylem üzerindeki etkisini ve özellikle okul faaliyeti gibi dev bir faaliyetin eyleme yönelmesi karşısındaki durumunu ele alarak bütün sonuçlarını ortaya koymalıdır.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER