TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (152.BÖLÜM)
Ben durumu hem tekleştirir, hem de çok genelleştiririm; sorunları tek olarak da, genel olarak da hallederim. Ama bu benim yapabileceğim bir iştir. Her şey bununla halledilemez. Militan, genelde değerlerin savaşımını kendisinde sonuna kadar sağlayan adamdır. Bunun için bütün meşru yolları zorlayın; düşünün ve karar çıkarın. Ortada örgüt ve meşru yollar yoksa, kendi bildiğinizi yaparsınız. Olumluluk adına bunlardan oldukça uzaksınız. Evet, egemenlik kuran açımladığım bu mantık ve kişilik, bütün çabalarımıza rağmen barajlanmasaydı, sizden bir eser kalır mıydı? Hayır. Bunun, yetkiyi benden aldığını söyleyeceksiniz. Ama ben size de yetki verdim. Partiye doğru katılım üzerine yapılan çözümlemeleri açıp okuyun; orada size verilen görevleri ve yetkileri görürsünüz.
PKK içindeki bir militanın görevleri ve yetkilerini inceleyin. Siz de en azından onun kadar yetkilisiniz. Kendinizi savunma, koruma ve bir bütün olarak gelişmelere egemen kılma hakkınız vardır. Bunun sorumlusunun kim olduğunun farkında değilsiniz. Kaldı ki, bazılarına yanlışlıkla yetki vermiş olabilirim. Yetki verdiğim kişiler arasında kötüler çıkabilir. En tehlikeli düşman unsurlar en üst düzeye kadar yükselebilir. Bu böyledir diye her şeyden vaz mı geçeceksiniz? Kendinizi, sizi yerle bir edecek tutumlar, yetmezlikler ve kuraldışı bir yaşam içinde tutamazsınız. Bu örnek bir kez daha göstermektedir ki, içine girilmemesi gereken tutum umursamazlıktır. Örneğin en zayıf öğeler duygusallığa düşebilmektedir. İkincisi sorumsuzluk ve darlıktır. Böylesi olaylar yaşanmaktadır. Olaylara derinliğine yaklaşılamamaktadır. Bilirsiniz, ben sizden biraz daha vicdanlıyım; en az sizinki kadar benim de vicdanım vardır. Bir kişiye bu kadar hizmet etmişseniz, çıkış olasılığı milyonda bir olsa da, ona bu çıkışı sağlatırsınız.
Çünkü muazzam bir maddi ve manevi destek sunmuşsunuz. Kendi elimizle bu denli geliştirdiğimiz, kendi hizmetimizle bu denli büyüttüğümüz bir kişiyi haksızlığa uğratmamak ve yetersiz bir anlayış sonucunda mahkum etmemek için dişimizi tırnağımıza takacağız. Çünkü bizzat emek veren ve hizmet sunan biziz. Bunu da düşünüyoruz. Yani bu, kendi elimizle yarattığımız bir ucubedir. Büyük hizmetler sonucunda buraya gelindi. Bu hizmetimizi de göz önüne getireceğiz. Ama öbür yandan oldukça hatasız bir durumda seyreden bir çalışma vardır, bir parti vardır. En azından doğru seyreden durum nedir? Bütün bunların üzerinde yoğunlaşacaksınız. Bunlar parti yasaları ve parti yaşamıdır. Yeniden her şeyin dökümünü yapacaksınız. Dedim ya, sizler oldukça yüzeyselsiniz, kavrayışınız derin değildir. Ufak bir kuşkuculukla sizi ters kararlara itmek zor olmamaktadır. Hatta sizi duygusallık içinde boğmak da zor değildir. Kolayca eğiliyor ve kendinizi kolayca dağıtıyorsunuz.
Bütün bunların da göz önüne getirilmesi gerekir. Zaten sağlam militanlar olsaydınız, sorunlar çok kısa bir süre içinde çözümlenebilirdi. Evet, her şeyin doğrusu anında kestirilemez. Ama biraz daha izlemek ve biraz daha yoğunlaşmak gerekir. Samimiyseniz ve değerlere sonsuz bir bağlılığınız varsa, doğru sonuçlara ve varılması gereken kararlılığa ulaşırsınız. Biz bu sonuca biraz ulaştık. Bilginiz dahilinde siz de mutlaka bazı sonuçlara ulaşmışsınız. Ama yine de örneğin biz burada olmayabilirdik, olay yine böyle gelişebilirdi. O zaman egemen olan yan kanımca bu kahrolası mantık ve kişiliğin egemenliği olacaktı. Ülkede egemenlik sağlanmış; bazı arkadaşların aktardıkları deneyimlerinden anlaşıldığına göre, birçok değerin canına okunabilmiştir. Militanlar rollerini tamamen konuşturamamıştır. Burada da yaygın olarak yaşanacak şey bu durum olacaktı. Zaten bu alçakça mantığın biraz cesaretlenmesi de bu yüzdendi. Ne yapmışsa yanına kar kalmış. Böyleleri vardır. Daha da kötüsü, böyleleri yine ortaya çıkabilir.
Aslında PKK’de düşmana karşı barajlama iyidir; genelde ideolojik ve siyasal zeminde ilerlemeler vardır. Buna karşılık sıra günlük parti yaşamına hükmetmeye ve taktiği günlük olarak yürütmeye geldiğinde, kopukluk ve boşluk doğmaktadır. Bu tipler en çok bunu kullanıyorlar. Dürüstlük ve güven bağlarını çok tehlikeli bir biçimde kullanmaya çalışıyorlar. Bizde saflık had safhada olunca, bu tiplerin başarı olasılığı da yükseliyor. Kurallara daha fazla bağlılık, günlük taktik yaşama sıkı bir bağlılık şarttır. Silah böyle kullanılmayacak, mermi böyle atılmayacak deniliyorsa, buna mutlaka uyulmalıdır. Bu konudaki duyarlılık, karar ve talimat tamsa, bunların çiğnenmesinin de olmaması gerekir. Bu basit bir örnektir. Belki de binde bir olasılıkla ortaya çıkabilir. Ama ülkede yaygın olarak yaşanan budur. Birçok çalışma alanında sayısız kural ihlallerine göz yumulmaktadır. Vehamet buradadır. Sömürgecilerin bazı değerlendirmeleri ele geçirdiklerini biliyorsunuz. Sömürge valisi, “Bunlar çetecilikten ve tembellikten söz ediyorlar hizipler var; bu sorunların altından kolayca kalkamazlar” diyordu. Adam bunları söylerken basit bir propaganda yapmıyor. Ardından şunları da kendi belgelerine yansıtıyor: “Filan bölgede işleri dağıtan bazı tipler vardır. Şimdilik bunların üzerine gitmeyelim. Bunların partiye verdikleri zararı biz veremeyiz. Kendilerini serbest bırakın” deniliyor. Bunlar adına bildiri de kaleme alıyor.
Burada düşmanın zayıflıklarımıza nasıl umut bağladığını ve onları nasıl kullanmak istediğini göreceksiniz. Bu tür tutumları görmemezlikten gelebilir miyiz? Hayır, tersine bir an önce bunları tasfiye etmenin yollarını bulacağız. Bu konuda partiyi oldukça silahlandırmak için bütün çabamızı sergileyeceğiz.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER