NASIL YAŞAMALI? II CİLT -152.BÖLÜM
Toplumsallığı Tanımayan Bireycilik Hayvanlaşmaktır
PKK'yi biz bir komite olarak şimdiye kadar çalıştıramadık. Ben “bunu bireycilik engelledi” demeyeceğim. Keşke bireycilik yapmayı bilseler, o da yok. Çünkü bireycilik biraz toplumsallığı gerektirir. Toplumsallığı tanımayan bireycilik, hayvanlaşmaktır. Acıdır, ama bu bir gerçek. En tehlikelisi de modern çağın elbise kravatıyla kendini gizlemektir. Şu anda çağdaş elbise altında beş-on bin yıl öncesinin klanından daha beter bir hayvan geziyor.
Bu benim yargım, tarihi yargımdır ve tartışmaya açıktır. Ve siz sosyal gerçekliğinize anlam vermedikçe, bizim için neden nasıl gerekliliğini, sosyal gerçekliğin toprakla bağını, siyasetle bağını doğru koymadıkça bu konuda kendinizi disipline etmedikçe, ben sizi hayvan olarak değerlendirmeye mutlak anlamda devam edeceğim. Çocuk olmayalım ve kendi kendimizi de kandırmayalım.
Bu kadar büyük çabalara rağmen, sağlıklı bir örgüt komitesi, savaş komitesi, hatta yoldaşça yaşam birliktenliği yok. Neden? Bireycilik yapılabilir, örgüt de dağıtılabilir, ama bunun da bazı biçimleri var. Şimdi elimizde bazı örnekler var. Günlük olarak incelemeye tabi tutuyorsunuz. Şu anda idam hükmüyle yargılananlar var, ne yapacağız? Hiçbir şeye gelmiyorlar, yaşama gelmiyorlar, hizmete gelmiyorlar. Bireycilik kapitalistliğin yapısıdır. Kapitalizmin de bazı ölçüleri var. Bir kapitalist nasıl işçi sınıfını, bütün toplumu kendine hizmet ettiriyorsa, o da bizi kendine hizmet ettirsin.
Akıllı bir kapitalist, içimizdeki kapitalizmin yolcusu bunu yapsın. Bunun yanından geçmiyorsunuz. İlkel klan cemaatlerinin de bir saygınlığı var. Bizde o da yok. Şüphesiz bu durum düşmanın vahşiliğiyle izah edilebilir. Kemalizm deyip geçmeyelim, Kemalist faşist yaklaşımlar çıldırtıcıdır. Herkes hayretler içinde veya büyük şaşkınlık geçiriyor. İşte bunu izah ediyoruz.
Ben sizi böyle bilinçli tipler olarak suçlamıyorum, bunu düşman yapmıştır. Düşmanın vuruş tarzı lime lime etmiş. Yani bir insan nasıl bir kavga sahnesinde veya bir boks sahnesinde üst üste müthiş yumruk yer ve sendeler, bir daha kendine gelemezse, düşman belki bundan daha kötü durumlarla bizi sendeletmiş.
Düşünün peş peşe yumruk yiyen bir insan düşünebilir mi, kendini toparlayabilir mi? Biraz da böyle bir durumu yaşıyoruz. Yani bir türlü disipline, nizama gelmeyişiniz, bırakalım askeri, siyasi bir kurmay olmayı, sosyal bir grup haline bile gelmekten üşenmenizi, ancak düşmanın bu kadar şiddetli darbeleriyle izah edebiliriz.
Bu, işin bir yanı, yani düşman beni öyle vuruyor diye kendimi sizin gibi dağıtmam, ağlamam, sızlanmam. Zaten yiğitlik de savaşçılık da burada karşımıza çıkıyor. Böyle vurmaya karşı, ayakta durabiliyor musunuz, savunabiliyor musunuz? İşte o zaman savaşçısın, gerillasın, yiğitsin. Bunu gözetmeyen, bu durumu yakalayamayan kişi serseridir ve nitekim bu kadar ağır yüklenmenin nedeni de anlaşılıyor. Bana göre büyük serserilik yaşıyorsunuz.
Düşman sosyal yönden ne kadar dağıtmış bunu şimdi nasıl önleyeceğiz? Bu dersi işlemek de gerekli; çünkü düşman sizi hayvanlaştırmaktan daha beter bir duruma sokmuştur. Madem biz de insan olmakta kararlıyız ve insanlığımızdan vazgeçmeyeceğiz diyorsak, o zaman amansız tartışmalarla, en özgür tartışma imkânlarıyla kendimizi anlayabiliriz.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER