SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (163.BÖLÜM)
5 - Yönteme ilişkin bu eleştirilerin ışığında Kürt olgusu ve sorununa daha gerçekçi yaklaşılması gereken bir döneme girilmektedir. Sorundan etkilenen tüm tarafların ve uluslararası çevrelerin yeni Bosna, Kosova ve Çeçenistanlar yaratmamak ve mevcut çözümsüzlüğü de çözüm yerine koymamak açısından, kendi yaklaşımlarını yenilemeleri ve yetkinleştirmeleri gerekmektedir.
Kürtlerin kendi tarihlerinin derinliklerinden kaynaklanan gerçekliklerini ve taleplerinin ertelenemez olanlarını esas alarak çözüm geliştirmeleri, eskiden her ne kadar ekonomik ve siyasi çıkarlara uygun görülmemiş olsa da, günümüzde bunun tersine bir duruma dönüştüğü, yani ilgili tüm çevrelerin ekonomik ve siyasi çıkarlarının çözümden geçtiği iyi görülmek durumundadır.
21. yüzyılın başlangıcında onurlu bir Kürt barışını gerçekleştirmek büyük önem taşımaktadır. Daha uzun süre erteleme ve çürütme yöntemleri, tüm bölgeyi İsrail-Arap çatışması ve İran-Irak savaşından çok daha kapsamlı ve uzun süreli uğraştıracak potansiyeldedir. Zaten mevcut ateşkes durumu güvenilmez dengelere bağlı olup, her an bozulabilecek bir kararsızlıktadır. Coğrafya, artan nüfus ve yoğunlaşan sosyo-ekonomik bunalım, kapsamlı isyan ve savaşlar için her şeyi sunmaktadır. Yeni bir patlama, çeyrek bir asrın daha kaybı anlamına gelebilir.
Sonuçta yine aynı noktaya gelinecektir. Sorunun kökenindeki güvensizlik, korku ve aşırı dogmatik yaklaşımlar, 20. yüzyıl (hatta tüm 19. ve 20. yüzyıl) boyunca çağdaş bir yaklaşımı devre dışı bıraktı. 21. yüzyılın artık böyle yürümemesi gerektiği açıktır. Zaten mevcut statüyü çağa kabul ettirmek imkansızdır. Bunu deneyenler, Irak rejimi benzeri tecritleri yaşamaktan kurtulamazlar.
Özellikle esas çözümleyici alan olarak Türkiye’nin, cumhuriyetin reformlar temelinde yeniden yapılanmasından yararlanarak, Kürt gerçekliğini güç kaybettiren bir yapıdan çıkarıp büyük güç kazandıran bir yeniden düzenlemeye tabi kılması, bunu iç ve dış politikalarına en büyük atılımı yaptıracak bir fırsat olarak değerlendirmesi hayati önem taşımaktadır.
Aydın ve politik Kürt çevrelerinin, özellikle PKK’nin sorumlu düzeylerinin de eski dogmatik özellik kazanmış ve uygulama kabiliyeti olmayan yaklaşımlarını aşarak, demokratik ve laik cumhuriyet kriterlerinde ve evrensel hukukun kendileri için geçerli kılınmasını sağlayacak yaratıcı projelerle gündem oluşturmaları, güçlerini buna göre demokratik barış seferberliği halinde eylemli kılmaları tarihi görevleri olmaktadır.
Ne isyan, ne inkar, ne bastırma; tersine karşılıklı birbirini anlama ve çözüme ortak çıkarlar temelinde gitme, herhalde bin yıllık birlikte yaşamanın da en anlamlı ve çağdaş sonucu olarak kabul edilmek durumundadır. Aşırı milliyetçi önyargıların bir tarafa bırakılması, özgür yurttaş anlayışı, kültürel varlığa ifade özgürlüğü ve demokratik siyaset kanallarının açık tutulması, zaten demokratik cumhuriyet ve toplum olmanın da gereğidir.
Türkiye’nin 21. yüzyıla girerken yaşadığı ağır krizin esasta bu sorundan kaynaklandığını, kurtuluşunun da Demokratik Cumhuri - yet’in gereklerini yerine getirmekten geçtiğini bilerek bu sorunun çözümüne yönelmesi, gerçek yurtseverlik, birlik ve kardeşliğin gereğidir.
Bu çözüm etkisini tüm Ortadoğu, Balkanlar, Kafkasya ve Orta Asya’ya yayarak, AB karşısında da güçlü tezlerle hareket etme imkanlarını verecek; 20. yüzyılın dikkatle izlenen ve ders alınan bir önderlik gücü olarak saygı yaratacaktır.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER