NASIL YAŞAMALI? II CİLT -147.BÖLÜM
Ya İnsan Olacaksınız Ya İnsan Olacaksınız
İşte bizim toplumun çılgınlar, deliler gerçeği derken bunu kastediyorum. Hiç yönetme, yönetilme olayı böyle olur mu? En kabasından bir ağalık, bir köy muhtarı bile böyle olur mu? Değil, ben köy muhtarlarını da tanıyorum, mükemmel yöneticiler. Bir köy muhtarı kadar bile olamıyorsunuz. O zaman, nasıl ARGK'nin komutanları olacaksınız, PKK'nin siyasi komiserleri olacaksınız.
Pratiğe bakalım, bir de bu büyük sıfatların gereklerine anlam verelim. İşte ders, işte hepsi yarının komutan adayları. Kim biçim verecek? Tamam, ben kendim çalışıyorum, ama biraz bize yardımcı olması gerekenler de çalışmayı bilmeli. Başka nasıl ordulaşacağız, ordulaşmazsak nasıl savaşacağız, savaşamazsak kelleniz kaç para eder? Sizi ne aile kabul ediyor ne Avrupa ne Arap çölleri ne de Avustralya kabul ediyor. Artık dünyanın her tarafı dolmuş, ülkenizden zaten tamamen boşalmışsınız, boşalttırılıyor. Bunun karşılığı nedir?
Düşünmektir, bunun karşılığı kendimizi yeniden gözden geçirmektir. “Vay bu başımıza gelen nedir” sorusuna bir anlam verelim. Atmışsınız kendinizi ortaya, “Başkandır halleder” diyorsunuz. Apo nasıl yaşıyor, nasıl ölçüyor, nasıl kestiriyor, ortada. Bin defa tekrarladığım bir söz var; TC'nin kendisi baştan çıkmış, size ne verebilir veya size verdiği ne kadar insanlık dersi olabilir? Şu anda uyguladığı faşizm Hitler'de bile yoktur. Kendi halkını nasıl süründürdüğünü görüyorsunuz, yeryüzünde bir örneği daha yoktur. Yani böyle sürüm sürüm sürünen başka bir yönetim yoktur. Siz ondan beklediklerinizi bana dayatıyorsunuz.
Tüm bu anlatılanlar önemli dersler. Ben hâlâ işin başındayım, görüyorsunuz gerçeklerimi nefes nefese veriyorum. Siz bu mücadeleye talip oldunuz, öğrenmek zorundasınız, hem de sağlam bir şekilde. Gerçekten yerinde dersi almak zorundasınız. Aslında ders anlaşıldı mı, anlaşılmadı mı bilemiyorum. Anlamıyorsunuz, şımarıklık yapıyorsunuzdur. Ben geliyorum hepsi deli dana gibi sağda solda tepişiyor.
Hayır, PKK'nin öğrencileri böyle olamaz. Hepsinin boğazları sigara dumanından yırtılmış, küf bağlamış. Böyle sigara içemezler. Eğer ilk askerlik dersini vermek istiyorsanız böyle oturamazsınız. Benim gibi birisi bile bu kadar ayakta kalabildiğine göre, sizin daha da tığ gibi olmanız gerekir. Yirmi yaşındalar hepsi kocakarı gibi. Böyle gençlik, böyle ARGK savaşçısı olamaz. Ben karşınızda ne kadar sağlam duruyorsam, siz de o kadar sağlam (sağlam derken anlayışı, mantığı, morali, gücü var) olacaksınız. Böyle olmazsanız sizi lime lime etmek gerekecek. Hani düşman diyor ya “ya bitecekler ya bitecekler”, siz de ya adam olacaksınız ya adam olacaksınız.
Yani ya eğitileceksiniz ya eğitileceksiniz ya savaşçı olacaksınız ya savaşçı olacaksınız. Bunun orta yolu yoktur. Zorlama yok. Tartışın, beyin sizin, yürek sizin, karar sizin. Kimseyi zorla örgüte, orduya çekmek istemiyoruz. Mükemmel bir özgürlük tartışması yapın. Neyiniz varsa söyleyin. Eğer bir karara ulaştıysanız, bunun amansız uygulayıcısı olmayı da bilmelisiniz. Bu insan olma, militan olma dersidir, örgüte gelme dersidir. Örgüte daha ilk adımı atamayanlar yaşamayı beceremezler. Düşman sizi hücrelerinize kadar örgüt dışı bırakmış. Biz ilk derslerle sizi yaşama çekmek istiyoruz. O zaman bizi biraz ciddiye alacaksınız.
Unutmamalısınız ki çok lümpensiniz, çok serserileştirilmişsiniz, çok keçileştirilmişsiniz. Sizleri bunlardan kurtarmak istiyorum, başka türlü ordu olamayız; ordu olamayanlar da hiç savaşamaz. Yoksa bizi yirmi dört saatte bitirirler. Ben zor bela tutuyorum hepinizi. Size kalsa ömrünüz düşman karşısında gerçekten yirmi dört saat bile etmez. Benim ayarlamalarım olmasa bu mümkün değil. Tarihe bakın: Bugün Botan'da, Cudi'de savaşıyorlar diyelim; Bedirxan Bey'in on beş bin kişilik ordusu vardı, en uygun dağlarda üç gün dayandı ve daha sonra teslim oldu.
Eğer yıllardır biz orada savaşıyorsak (ki o dönemin askerleri biraz yaman oluyorlardı Osmanlı ordusu da çok geri bir orduydu) buna rağmen, üç günde teslim oluyorsa ve bizimkiler hâlâ direniyorsa bunun bizimle, bizim tarzımızla bir ilişkisi vardır.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER