NASIL YAŞAMALI? II CİLT -154.BÖLÜM
Sosyal İmha En Ağır İdam Cezasıdır
Şimdi, sosyal cephe biraz daha farklıdır. Sosyal cephe nedir? Dağ başındaki köydür, kent yığınlarıdır. Şimdi bunların hepsine bilinen bu yasalarla idamlık verilemez, daha değişik bir idam gerekir. Bu, yasalarda, anayasalarda pek gözükmez. Peki, nedir bu? Sosyal gerçeklik olmaktan çıkarma. Bu, belki de en ağır idamdır. Bir kişiyi idam edersen, tepkisi onunla, ailesiyle sınırlı kalır. Ama bütün bir sosyal yapıyı dağıtmaya ferman çıkarttın mı, belki de o toplum dünyanın en talihsiz toplumu olur ve bu da biziz. Tarihte bu kadar kapsamlı bir sosyal gerçekliğin imha planının daha geliştirilmiş olduğunu sanmıyorum. Hitler'in Yahudilere uyguladığı sınırlıdır. Yine beyaz ırkın siyah ırka uyguladığı sınırlıdır ve nitekim bugün bunlar aşılmıştır. Ama Kemalizm’in ve Türk faşizminin uyguladığı hem çok gizli hem de ölümüne işletilmektedir. Ve eşi de yoktur veya eşi kendisidir. Şimdi siz kendinizi nasıl tanımak istiyorsanız, böyle bir uygulama gerçeğini de kavramak zorundasınız. Neden kapsamlı bir savaş vermiyorsunuz?
Çünkü gerçekliğinizi tanımakta çok darsınız, yüzeyselsiniz, belki iddianız yok veya korkuyorsunuz. Belki de kendinizi düşman gözüyle değerlendiriyorsunuz. Düşman gözüyle görebildiğiniz kadar göreceksiniz, ama diğer gözlük, ilkel klan-kabile gözlüğüdür. Ki geride olanı da onunla görürsünüz. Ve iki gözlüğün de gözünüzde göstereceği gerçeklik öldürücü, yaşanılmaz gerçekliktir. “İnsanım” diyorsunuz. Benim kendime has bir özelliğim var; çocukluğumdan beri asla kendimi insan yerine koymadım. Koymamam çok gerçekçidir. Ve bu hâlâ da devam ediyor.
Tabii düzenin anladığı anlamda veya başkalarının görmek istediği ya da bizim ilkel topluluğun kendine yakıştırdığı gibi insan olmayı kendime yedirmemem çok önemli bir özelliğimdir. Sizin ve bütün toplumun hatası nereden kaynaklanıyor? Düşmanın yakıştırdığı elbise, taktığı ruh, kazandırdığı her türlü biçimle mal edilmiş, beğeni görmüş, çalımını sata sata yaşayacağını sanıyor. İşte büyük gaflet! Bunu erkenden fark etmem çok isabetli oldu. Kendimi böyle bir gaflete düşürmemem, kendime yapabileceğim en büyük iyilik. Ama siz hâlâ bu gafletten vazgeçmiyorsunuz. En temel bir çelişkiniz de burada. Siz kendinizi insan sanıyorsunuz, ama birçok yanlış eğilimleriniz var. Bu daha yedi yaşında size aşılandı.
Benim şansım; aile düzeyinin her türlü sosyal üstünlüğünü bana kolay kolay dayatamamaları ve dayattıklarında da benim bir sorgulama gücümün olması, gerçek çıkış ve gelişim nedenimdir. Sanırım siz çok erken yaşlarda, daha sosyaliteye ilk adımı atar atmaz, o ana kucağına bebek gibi fırlatılıp “hop şöyle ninni, hop böyle ninni, şöyle güzel uyu, şöyle oğulum büyür, paşa olur” edebiyatıyla yetiştirildiniz.
Şöyle düşmanın beğenisini kazanma, şöyle klan-kabile ölçülerinde gerekeni tam yapma, hiç soru sormama, sorgulama gereğini duymama, giderek bunu katılaştırma, kemikleştirme, bu temelde PKK'ye girme ve bizim gibi bir önderlikle kendi kendini karşılaştırma. Sonuç sizinle olan çelişkilerimiz ve çatışmalarımızdır. Düzen, ilkellik sizi bu kadar düşmeye götürmüş.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER