SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -334.BÖLÜM
SON SÖZ
-II-Savunmamı uygarlık çözümlemesine dayandırmam zorunluydu. Toplumların daha üst biçimlenişler temelinde yaşadığı dönüşüm çözümlemenin özünü teşkil etmektedir. Gelişmelerin dayandığı diyalektik özü belirlemek söz konusu toplumsal olgunun tanımını vermekte, uygarlık tarihinin temelinde sınıflaşma ve devletleşmenin yattığı görüşüne bağlı kalınmaktadır. Tarihin kendisi günümüze kadar gelişmeleri bir zincirin halkaları biçiminde organik bir bütün olarak yaşamaktadır. Dinamik ve organik bir tarih anlayışı, sınıflaşmaya dayalı diyalektik sürecin ifadesi olarak değerlendirilmektedir. Bu anlayışın doğal sonucu olarak, dünde kalan gerçeklerle gelecekte oluşacak gerçekler arasındaki mesafenin ve özün birbirinden pek uzak olmadığı teorik olarak öngörülmektedir.
Tarihsel çizgimde iki husus kilit öneme haizdir. Birincisi, artı ürüne dayalı sınıflaşma ve politik sistem esas olarak Sümer rahiplerinin tapınak kültürüne dayanmaktadır. Uygarlık bir anlamda bu tapınak kültürünün açılıp serpilmesidir. Tapınağın dayandığı mitolojiyle artı ürün arasında çok sıkı bir ilişki mevcuttur. Diğer bir deyişle rahiplerin mitolojik üretimiyle artı ürün üretimi, tarihe damgasını vuran en temel gelişmedir. Sümer rahiplerinin bu yolda ilk orijinali –arketip– oluşturduklarında tüm tarihçiler hemfikirdir. Bu nedenle Sümer tapınak kültürünü çözümlemek, Marks’ın Kapital çözümlemesinden daha öncelik taşımaktadır. Kapital çözümlemesi kendi başına çok büyük eksiklikler ve yöntemsizlikler içermektedir. Artı değer artı ürünün bir tarihsel kategorisi olup çok sonradan ortaya çıkmıştır. Etrafında gelişen burjuva-proleter sınıf farklılaşması da tarihsel bütünlük içinde sınırlı bir konuma sahiptir.
Kendi başına düşünce, devlet, ahlak ve sanatı tarif etmekten uzaktır. Sınıf mücadelesini bile ancak egemen sömürücü sistemin mantığı içinde ele almakta ve sonuçta reel sosyalizm örneğinde görüldüğü gibi yeni bir artı değer sistemine yol açmaktan öteye gidememektedir. Hayal edilen ve komünist ütopya olarak da adlandırılan toplumsal sisteme doğru gidişin yolu bir türlü aralanamamaktadır. Şüphesiz bunda tutulan yolun veya bağlı kalınan yöntemin etkisi belirleyici olmaktadır. Amacın kendisi ile çabaların büyüklüğü ve kahramanlığı yeterli olmamaktadır. Bu çıkmazdan kurtulmada Sümer tapınak kültürünü çözümleyerek aşmak bir katkı sunabilir. En azından tüm uygarlıksal gelişmeyi doğru yorumlamaya, bütünsel bir toplumsal dönüşüm tanımlanmasına daha çok imkan verir. Uygarlık çözümlemem bu yolda çok hazırlıksız ve sağlık koşullarından yoksun bir biçimde atmaya çalıştığım deneme türünden bir adım olarak görülmelidir. Bu bir taslak olarak da değerlendirilebilir.
Fakat geliştirilen kavram ve bağlı kalınan yöntemin gerçeği yakalamadaki değerinin bilimsel olduğuna, dolayısıyla önemli üstünlükler içerdiğine inanmaktayım. Tarihe bu çerçevede bakıldığında, olup biten her şeyin tapınak etrafında artı ürünle mitolojik üretimin kurumlaşarak zaman içinde derinliğine ve genişliğine yayılmaktan ibaret olduğu görülecektir.
Örneğin çok saçma gibi görülen ve belki de en az ilişki kurulabilecek bir alan olarak cinsel istismarı değerlendirdiğimizde, bu tarihsel yaklaşımın doğruluğu daha iyi anlaşılacaktır. ABD’nin Holywood ve Playboy kurumu, Sümerlerin tapınak kültüründe bir alt bölüm olan erkek ve kadın rahibe kurumunun yozlaşmış yerel bir biçimi olmaktan öteye bir anlamdan daha fazlasına sahip değildir. Fabrikalar, köşk ve saraylar, devlet kurumları, hukuk, inançlar, cami, kilise, havralar, sanatın ve zanaatların tüm kolları tapınak kültürünün ana rahminde gizlidir. Zamanı ve koşulları hazır olunca hepsi yeniden doğmaktan ve yerini daha gelişmiş olanlarına terk etmekten geri durmayacaklardır. Böylelikle tarihin günümüzde, günümüzün de tarihte gizli olduğu daha rahat görülecektir.
Kendimizi tarihin dışında veya üstünde görmenin doğru olmadığı, tarihin sadece müzelerde veya harabelerde yatmadığı, günümüzde sürdüğü de bir o denli gerçeklik olarak kabul edilmek durumundadır.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER