NASIL YAŞAMALI? II CİLT -118.BÖLÜM
Önderlik Kurumu Kimin Nerede, Nasıl Yaşaması Gerektiğini Bilir
Şimdi siz benden daha mı kurnazsınız ya da tutkulusunuz? Değil! Ceset gibisiniz! Yayılmayı, yönelmeyi bile bilemiyorsunuz. Ben ise her zaman rüzgâr gibiyim. Ama görüyorsunuz bu yaşta korkunç bazı gerçekler etrafında döne dolaşa durumu kurtarmaya çalışıyorum. Siz kızlar çok duygusal olduğunuzu sanırsınız. Ne duygusu, ceset gibisiniz. Siz nerede sevmek nerede? Çok fukarasınız. Siz güdülere, alışkanlıklara sevgi diyorsunuz ben güdülere, alışkanlıklara sevgi demem. Keşke büyük bir sevgi kaynağı olabilseniz, keşke hayranlarınız çok olsa ve siz de layık olabilseniz. Ayıp değil. Ben de hayran olmalıyım sizlere. Güzelliğe hayran olmak, ayıp bir şey değil ki! Güzel bir kadın olarak değerlendirilmek kötü bir şey değil ki! Ama ortada mal mülk varsa ben ona alet olmam. Yanıma da öylelerini yakıştırmam. Yine de açığım.
Benim yanımda kalmak isteyen varsa ister erkek ister kadın olsun fark etmez gelsin. Mesela kendine güvenen erkek varsa ve komutan olmak ya da önder olmak istiyorsa gelsin. Dayanırlarsa sonsuza kadar kalsınlar, hiçbir şey demem. Zordur, ama dayanabilirlerse “bravo” derim. Ağlamak da yok. Başka yerde olsaydınız kim bilir ne halde olurdunuz. Ama benim yanımda ağlanamayacağını biliyorsunuz. Verdiklerimizle sanıyorum şahadete kadar sağlam yürüyebilirsiniz. Kızlar da öyle duygusallıkla beni uğraştıramazlar. Ucuz etkilemeyi çok denediler, başaramadılar. Bir sürü özellik dayatılıyor, ama benim de boş bir erkek olmadığımı, ulusal düzeyi yaratmakla uğraştığımı anlamalısınız ve ciddiye de alacaksınız. Kürt erkeğinin tarih boyunca, düşürülmüşlüğünü önlemeye çalışıyorum. Çok önemli özelliklerle, kadın yaklaşımlarını geliştiriyoruz. Ama bazıları beni sıradan biri gibi görüp tersini yapmaya çalıştılar. Sizin ne kadar dar görüşlü olduğunuz bu davranışlarınızla ortaya çıktı.
Önderlik kurumu kimin nerede, nasıl yaşaması gerektiğini bilir, hem de görünmez bir biçimde. İlişkilerimde kesinlikle bastırma temelinde yönelmem. Gelen özgür gelir, özgür tartışır, özgür gider. Siz de böyle uygulayın. İlişkileriniz oldukça büyük bir çözümlenmeye tabi tutulurken doğru ve yanlışlar ortaya konuldu. Kendi şahsımızda bunu her şeyden önce iyi temsil etiğimize biraz inanıyoruz. Gerçekten de ilişkiler sorunu çok önemli ve savaş sorunları kadar yakıcıdır. Basit, sıradan ele almıyorum ve yaptığımız çözümlemelerle cinsellik ve soyut güzellik dahil, ilişki gerçekliğinin nasıl ele alınması gerektiğini ortaya koyuyoruz. Yoğunlaşırsanız nasıl yaklaşılacağını bulursunuz. İstemi, tutkuyu, aşkı, tatmini bir Avrupalıdan bile daha ileri bir düzeyde ele alıyoruz. Ama savaş gerçeğini, örgüt gerçeğini de göz ardı etmeyeceğiz. Tabii ben de dahil bunun temel bağlantıları dahilinde hareket edeceğiz. Birçok alanda olduğu gibi karargâha çekildik diye macera geliştirmek kabul edilemez. Savaşı inkâr eden karar ve uygulamaları geliştirmemiz mümkün değil.
Tam tersine şu anda kadın ilişkilerimiz savaşa birer davetiyedir. Kadın-erkek ilişkileri şu anda savaşı tahrik ediyor. Kabul edilen ilişki, savaşa kalkan ilişkidir. Kadın şunu söylemeye çalışmalıdır: “Bu kadar şehidimiz vardır. Hepsi de bizzat kendi elimizle gerçekten özgür bir yaklaşımla ortaya çıkarıldı. Ülkeye yol alan en değerli yoldaşlarımızdır onlar. Vatan her şeyden önce gelir. Benim tutkumdan önce vatan, savaş, siyasi ilişki gelir, benim sevgim sonuncu planda gelir.” Şu anda ilişkiyi inkâr etmiyorum. Yani birbirlerini çok sevenler bir arada kalmalıdır, mesele bu değildir. Ben onu düşkünlük olarak görmüyorum. Ama sevgin, sevgilin bir yerde savaş kahramanı olmalı. Aksi halde bir kocakarı veya bir kocanın, bir moruğun tekidir. Bir savaş kahramanı düzeyine gelmeyen kişi sevgiyi geliştiremez.
En sevilecek kadın, aynı zamanda örgüt, siyaset, askerlik konularında düzey tutturmuş kadındır. Böyle kadın da böyle erkek de gerçekten en büyük saygıya ve sevgiye layıktır. Savaş her yerde olur. Bunu kabalaştırmıyorum. Yurt dışında da savaşı yürüttük. Bütün bunlar temel ölçüttür. Çok zorda olan, çok düşürülmüş bir halkız. Bu konudan çıkış yapmak istiyoruz ve ancak bu çerçevede olur. Mümkün olduğu biraz gösterilmiştir. Bizim birbirimize verebileceğimiz daha çok bilinç, özgürlük, siyaset ve askerlik var.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER