TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (120.BÖLÜM)
Bunlar 3. Kongre süreci sonuçlarını tamamen Güney Kürdistan’ı boşa çıkarmakta kullandılar. Aslında Güney Kürdistan’da çok iş yapılabilirdi. Orada tahrip etme temelinde kadroları 363 kuşkuya düşürerek, kaçırtmaya çalıştılar. Bu konuda bazı arkadaşların yaşamı oldukça acılı, ama aynı zamanda oldukça kahramancadır. Bu arkadaşlar partiye çok bağlı oldukları halde çaresiz kalmışlardı. Örneğin bir Mazlum (Vahap Çolak) arkadaşımız vardı. Yine kendilerini bir türlü kuşkuculuktan kurtaramamış bazı savaşçılar vardır. Bunların çoğu işlemez duruma getirilmiştir. Biz alana birçok arkadaş yollamıştık. Bizimkileri kara vurmuşlar.
Örneğin F... arkadaş vardı; Allahın zavallısı olmasa, bunu kabul eder miydi? Kongre sonuçlarını aktarma görevi öne sürülerek, kışın ortasında, “bu görev gereğince Çukurca’ya gideceksin” demişlerdi. Bir yılda ancak kendine gelebildi. Kuşkusuz görev bölümü için gerekirse ölüme de katlanılır. Ama görev bölümünü bu biçimde kabaca anlama durumu da vardı. Kongre sonuçlarının aktarılacağı ve Kürdistan’ı en çok etkileyecek alan orasıydı. Çünkü, kadroların ezici çoğunluğu orada bulunuyordu. Askeri Konseyimiz oradaydı. Buna rağmen, orada sağlam bir adam bırakmadıkları gibi, kendi kliklerini ve çetelerini geliştirmişlerdi. Onlara göre Kürdistan’da her şeyi belirleyen PKK’ydi; PKK içinde her şeyi tayin eden de kendileri olacaktı. Kürdistan’da geçerli olan güç PKK idi; PKK içinde geçerli olan güç de kendileriydi. Kendilerine göre bir görev bölümü de yapmışlardı.
Hüseyin yıldırım provokatörünün, “ülke içinde de adamlarımız var” demesi tesadüfi değildi. Hem de bunlar somut bilgiler dahilindeydi. Yani 1987-88’de ülke zemininde ve Botan’da da bu tür şeyler vardı. Bunlar aslında kendi varlıklarına kastediyorlardı. Adamlar gerçekten çete oluşturmuşlar, kendilerine göre bir iktidar kurmuşlardı. Bunlar orta sınıfın ve köylülüğün daniskasını yaşıyorlardı. Kendilerinden daha iyi köylü bulunmadığını söylüyorlardı. Halbuki bunların köylülükle bir ilgisi yoktu.
Bu tipler feodalizmin ve küçük-burjuvazinin en soysuzlaşmış kesimiydi. Bunlar içeriden bir şeyler hortlatarak, I-KDP’den daha fazla PKK’yi boşa çıkarmak istiyorlardı. Adamlar çete kurmuşlardı. Bu çetenin yaptığı şey neydi? Durumu yakından bilen arkadaşlar, anılarını derhal iyi bir biçimde edebi yazıya dökebilirler. Birkaç yer vardı, bu tipler buraları tutmuşlardı. Sözümona bazı akıllı bayan arkadaşlarımız da, “Kral, Cemal mi, yoksa Şexmus mu olacak” beklentisine yatmışlardı. Çete, bayan arkadaşları evlere çekiyor ve çok alçakça dolaplar çeviriyordu. Bu konunun iyi açılması gerekir. Bu arkadaşlar arasında kuşkuculuğu geliştirme, kendilerini etkisizleştirme ve onurlu hiçbir şeye yaklaştırmama yöntemine yaygınca başvurulmuştu. Parti tamamen unutulmuştu.
Bunlar 1982’de tıkandıklarını ve adım atamayacaklarını söylüyorlardı. Biz her şeyi kontrol altına aldık ve düzelttik. I-KDP her şeyin kendi egemenliği altında olduğunu iddia ediyordu. “APO Şam’da tek kalır ve nefes bile alamaz” diyordu. Bu, ta Şam’a kadar yansımıştı. Buradaki yetkililer de Lolan’da bulunan PKK yapısının “I-KDP’nin malı” olduğunu ve IKP’nin egemenliği altında bulunduğunu belirtiyorlardı. Sözüm ona biz Lübnan’da yalnız başımıza kalmıştık, hiçbir şeyimiz yoktu.
İlkel milliyetçilik kendi şefini de göndermişti. Adam “her şey biziz” diyordu. Kendilerine göre politika yapıyorlardı. Sözümona PKK’yi ele geçirmişlerdi. 1982-84 yıllarında buradaki yapıya ilişkin düşünceleri böyleydi: Yapı kendi mallarıydı!
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER